Geçen sene çok az kar yağdığı için kuraklık olmuştu. Bütün yaz barajlardaki su miktarı hesaplandı. İnşallah bu sene, bunca kardan sonra daha sulak, daha bereketli bir yaz olur. 19 Şubat 2015 Perşembe
Kara doy(ama)mak
Kar geçen hafta iyice yağıp, güneş çıktıktan sonra son kalan öbekler de çekilmeye başlayınca bu sezon için son kez vedalaşmıştım. Artık bir daha yağmaz herhalde diye düşünüyordum ama aradan 5-6 gün geçmeden yine kavuştuk. Salıdan bu yana bembeyaz ortalık. Dün bütün gece yağdı, bugün de ara ara hafif de olsa yağmaya devam ediyor. Kar yağınca hem gözlerimiz bayram ediyor, hem de ruhlarımız. Ben de dün fırsattan istifade edip biraz kamp kurdum karın göbeğinde ama doymak ne mümkün.
Teraryumlarım
Bundan 2-2,5 (belki 3) ay önceydi. Cadde'de arkadaşlarımızla yürüyüş yaparken bir ara Paşabahçe mağazasına girdim ve bu teraryumları gördüm. 3 farklı modeldiler (Bunlara ilave olarak bir de piramit şeklinde bir model vardı) O gün bunları çok beğendim ama yürüme halinde olduğumuzdan ve elime yük yapmak istemediğimden, alsam mı almasam mı diye diye almadan çıktım ama aklımda fena yer ettiler. Uzun zamandır bir teraryum yapma niyetim vardı ve bunlar çok sitilize fanuslar. Böylece bir süreliğine aklımdan çıktı ve birkaç gün önce bu konuya geri dönmeye karar verdiğimde hemen hemen hiçbir yerde kalmadıklarını gördüm. Ev şeklinde olanı İstanbul'un bir ucundaki Paşabahçe'den, kübik olanı diğer ucundakinden ancak buldum ve piramit olanı hiçbir yerde bulamadım. Neyse, uzun lafın kısası hazırlıklarımı yaptım ve geçenlerde başına oturdum. Kaktüs toprağı, taşlar, dibine sermek için föy, kaktüslerim ve sukulentlerim ile birlikte oturduk başına.
Kübik olana 3 kaktüs, 2 de sukulent ektim. Sukulentlerin biri salkım sukulent ve melek figürlü minik bir saksıda. Birisi minik bir şirin, diğeri de flamingo olmak üzere 2 de figür ekledim. Minik taşlar ve tarçın çubukları ile de dekore ettim. Özel kaktüs toprağını Koçtaş'tan aldım. Taşları 4 yaz önce Defniko ile Datça'dan toplayıp getirmiştik. Kısmet bugüneymiş. Böyle bir işe girişecek olursanız, mutlaka bir maşa kullanın ki iğneler elinize batmasın.
Sağda da diğer ev şeklindeki teraryumu görüyorsunuz. Buna Ayda'cığımın hediye ettiği kaktüsü ektim ve minik bir de kaplan figürü yerleştirdim. İşte böyle, bahçe işlerini ve yeşilin her türünü zaten çok seviyorum ama bu minik iç mekan bahçeleri de ayrı bir heyecan oldu benim için. Zaten evde neredeyse 30 civarı kaktüs ve sukulentten oluşan bir dikenli bahçem var. Çok tatlılar. Önümüzdeki birkaç ay içinde kısmetse evimizde bir iç mekan çekimi olacak ve bir dergiye yer alacak. O zaman tüm detayları görebileceksiniz. İlerleyen haftalarda bilgi vereceğim bu konuda. Sevgiler herkese (ve etrafta kar varsa tadını çıkarmayı unutmayın)
Kübik olana 3 kaktüs, 2 de sukulent ektim. Sukulentlerin biri salkım sukulent ve melek figürlü minik bir saksıda. Birisi minik bir şirin, diğeri de flamingo olmak üzere 2 de figür ekledim. Minik taşlar ve tarçın çubukları ile de dekore ettim. Özel kaktüs toprağını Koçtaş'tan aldım. Taşları 4 yaz önce Defniko ile Datça'dan toplayıp getirmiştik. Kısmet bugüneymiş. Böyle bir işe girişecek olursanız, mutlaka bir maşa kullanın ki iğneler elinize batmasın.
Sağda da diğer ev şeklindeki teraryumu görüyorsunuz. Buna Ayda'cığımın hediye ettiği kaktüsü ektim ve minik bir de kaplan figürü yerleştirdim. İşte böyle, bahçe işlerini ve yeşilin her türünü zaten çok seviyorum ama bu minik iç mekan bahçeleri de ayrı bir heyecan oldu benim için. Zaten evde neredeyse 30 civarı kaktüs ve sukulentten oluşan bir dikenli bahçem var. Çok tatlılar. Önümüzdeki birkaç ay içinde kısmetse evimizde bir iç mekan çekimi olacak ve bir dergiye yer alacak. O zaman tüm detayları görebileceksiniz. İlerleyen haftalarda bilgi vereceğim bu konuda. Sevgiler herkese (ve etrafta kar varsa tadını çıkarmayı unutmayın)
17 Şubat 2015 Salı
Minik Evler Sergisi
Epeydir methini duyduğum ve merak ettiğim minik evler sergisine gittim. Sergi Sütlüce'deki Rahmi Koç Müzesi'nde. Gezdikçe ikna oldum ki, az bile duymuşum. Harika bir sergi bu. 19. yy ve 20. yy başlarından kalma minik evler koleksiyonerlerinden toplanarak bir araya getirilmiş ve bu geçici sergi ortaya çıkmış. 1800'ler ve 1900'lerin başlarında bu evler çok önemli bir mevzuymuş. Zenginlik ve statü göstergesiymiş ve sıkı durun, çocuklar kadar yetişkinler için de üretilirmiş. O dönemlerde hanımlar, çay saatleri bir araya geldiklerinde bu evler salonların baş köşelerine çıkarılır ve çaylar bu evlere karşı içilirmiş. Evler, içlerindeki eşyalar, temsil ettikleri ince işçilik muazzam. İmkanınız olursa bu sergiye çocuklarınızla birlikte gidin ama anneler olarak çocuklarınızdan daha çok beğenecek ve çıkmak istemeyeceksiniz. Rahmi Koç Müzesi zaten başlı başına özel bir yer. Bu sergiyi de ancak onlar bir araya toplardı.
Bir bölümde çay ve servis takımları ayrı sergileniyor. Tam anlaşılabiliyor mu bilemiyorum ama bunlar çooook minik. Mesela şu sağdaki demlik bir fındıktan biraz daha küçük.
Koleksiyonerleri o kadar iyi anlıyorum ki! İmkanım olsa bunları ben de toplamak isterdim. Çok güzel ve değerliler. Hem tarihsel değerleri hem de estetik değerleri çok yüksek. Şu mavi beyazlı takımı şimdi bulsam gerçek boyutlarda evime mutfağıma alırım.
Şu duvardaki tabakları görünce evin etrafındaki koruyucu cam kabine acaba kırılıyor mu diye bir tosladım :)
Harika bir mutfa daha. Bu evler kişiye özelmiş ve kimin için üretiliyorsa o kişinin zevkini yansıtırmış.
Bebek odası ve 'kağıttan' balonları :) Sol duvardaki de bebeğin doğum sertifikası!!! Bir altta yakın plan almaya çalıştım.
Bu evin bütün odaları yılbaşı dönemine göre dekore edilmişti. Masanın örtüsü, yerdeki halı, koltuk üstündeki minderlerin kaneviçe işlemeleri hep el yapımı ve gerçek sanat eseri.
Bu mutfak üstteki üç fotonun ait olduğu evin mutfağı. Dediğim gibi yılbaşı zamanı ve hizmetçi fırına hindi atıyor. Figürinin hareket hali efektine bayıldım. Fırının kapağını açmış, hafif çömelmiş ve hindiyi fırına atmak üzere. Çok gerçekçi.
İşte böyle bir sergi bu. Belli bir dönemin kıyafetleri, yaşam şekilleri, dekorasyon anlayışı ve birçok diğer bilgiyi bu sergide yaşıyorsunuz. Çok çok çok hoşuma gitti. Şimdi bu akşam, bunların üzerine bir dönem filmi seyretmek lazım. Şöyle kabarık etekli hanımlar, bastonlu ince paça beyefendiler, malikaneler vb vb vb... Ne iyi gider :)
Bu modelde 3 katlı bir evin çeşitli odalarını görüyorsunuz.
Bir bölümde çay ve servis takımları ayrı sergileniyor. Tam anlaşılabiliyor mu bilemiyorum ama bunlar çooook minik. Mesela şu sağdaki demlik bir fındıktan biraz daha küçük.
Koleksiyonerleri o kadar iyi anlıyorum ki! İmkanım olsa bunları ben de toplamak isterdim. Çok güzel ve değerliler. Hem tarihsel değerleri hem de estetik değerleri çok yüksek. Şu mavi beyazlı takımı şimdi bulsam gerçek boyutlarda evime mutfağıma alırım.
Arkada asılı atlı tablo bir kibrit kutusu ön yüzü kadar ve çok gerçekçi.
18.yy'dan bir sınıf. Çocuğun yerdeki çantasına bakar mısınız!
Mırnavı unutmamışlar :)
Çocuk odası. Soldaki yatağın altındaki de lazımlık. O bile düşünülmüş.
Osmanlı kahvehanesi
Yani şu koltuk takımına, ayaklı saate, goblen yastıklara bakıp mutlu olmamak elde değil.
Küvet üzerindeki desenin güzelliği
Çok güzel bir mutfak ve şu duvardaki kek kalıplarına yok artık diyorum :)
Duvar kağıtları hemen hemen tüm evlerde var. Masa üzerindeki örtüler gerçek tığ işi.
Yukardaki mutfak, yakın plan
Çamaşır günü ve merdaneli makine :)
Şu duvardaki tabakları görünce evin etrafındaki koruyucu cam kabine acaba kırılıyor mu diye bir tosladım :)
Ve hobi odasııııı :) Bu ev benim olabilir mi?
Cafe :)
Shht! Beyefendi çalışıyor :)
Harika bir mutfa daha. Bu evler kişiye özelmiş ve kimin için üretiliyorsa o kişinin zevkini yansıtırmış.
Bebek odası ve 'kağıttan' balonları :) Sol duvardaki de bebeğin doğum sertifikası!!! Bir altta yakın plan almaya çalıştım.
Yok artık dedirten bir detay bu da.
Bu evin bütün odaları yılbaşı dönemine göre dekore edilmişti. Masanın örtüsü, yerdeki halı, koltuk üstündeki minderlerin kaneviçe işlemeleri hep el yapımı ve gerçek sanat eseri.
Bilardo odası
Bu mutfak üstteki üç fotonun ait olduğu evin mutfağı. Dediğim gibi yılbaşı zamanı ve hizmetçi fırına hindi atıyor. Figürinin hareket hali efektine bayıldım. Fırının kapağını açmış, hafif çömelmiş ve hindiyi fırına atmak üzere. Çok gerçekçi.
Tatlılar ve duvardaki bakır tavalar (Yoksa yerin muazzam karosu mu demeliydim? :))
Burada bir 10 dk oyalanmış olabilirim.
Bebek odası
Bebek odasının hemen yanındaki bebek banyosu
Şu soldaki sandalyeden kendi evimin mutfağına istiyorum bir adet :)
Şapkacı ve terzi
Hizmetçi evsahibine giyinmesi için yardım ediyor. (Arkadaki düğün fotosunu görmeden geçmek yok)
Musıkiii odamız :)
Telefonla fazla zoom yapınca netlik bu kadar
Sosisler, sucuklar, mantarlar, patatesler ve başka ne ararsanız
Hamile bir kadın bebeği için alışverişe gelmiş.
Houte Couture dükkanı ama önce korseler :)
Porselenci
İşte böyle bir sergi bu. Belli bir dönemin kıyafetleri, yaşam şekilleri, dekorasyon anlayışı ve birçok diğer bilgiyi bu sergide yaşıyorsunuz. Çok çok çok hoşuma gitti. Şimdi bu akşam, bunların üzerine bir dönem filmi seyretmek lazım. Şöyle kabarık etekli hanımlar, bastonlu ince paça beyefendiler, malikaneler vb vb vb... Ne iyi gider :)
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)