Yeşilyurt, bilhassa sezonunda acaip popüler bir yer. İğne atsan yere düşmeyecek günleri var. O zamanlarını sevmediğimiz için bilhassa bu mevsimde tercih ettik ama her gidişimde içimde bir yer acıyor. Pespayelik, bakımsızlık, pislik... Güya sit alanı ama paravanların, çalılıkların ardında sinsi sinsi devam eden inşaatların sesi ve tozu her yerde. Herkes günlük para kazanmanın derdinde. Bu tabiat harikası köye nasıl sahip çıkarız diyen yok. Plastik sandalyeler... Naylon masa örtüleri...
Bir de iddia ediyorum, Türkiye'nin en rüküş otelleri Yeşilyurt'ta. Yok böyle bir fevkaladenin fevkindelik. Çetmihan ve Manici'den tutun, Reiss Inn ve en tepedeki Öngen'e kadar hepsini tüm detaylarıyla biliyorum. Ne yalan söyleyeyim, Çetmihan'ı yıllar yıllar evvel pek beğenmiştim. Aslında bar kısmı hala çok güzel. Ama o odalar! Aman yarabbi o odalar... 'İç nasıl karartılır' dersi. Yine de eklemeliyim ki rüküşlük konusunda Reiss Inn en rakipsizi. Odada şömine ve jakuzi vb arıyorsanız adres Reiss Inn ama ben başka bir şey söylemeyip kararı size bırakıyorum. Belki bir yolunuz düştüğünde uğrama imkanınız olur ve kendi kararınızı kendiniz verirsiniz.
Bir de o turizm keşmekeşinin içinde kendi evine sahip olanlar var tabii. Vallahi şans mı şanssızlık mı tam bilemiyorum.
Ama tek bir gerçek var ki Yeşilyurt'un doğası muhteşemmm!
Neyse, Yeşilyurt hakkında yazdıklarımla içinizi yeterince kararttıysam Assos'a geçebiliriz :) Biricik Assos. Toz konduramayacağım cennet. Bence yurdumuzun en muhteşem köşelerinden birisi.
Liman tarafı ayrı güzel, Behramkale Köyü ayrı, Kadırga Koyu ayrı ve Sokak Ağzı tarafı ayrı...
Bu gidişimizde Liman otellerinden Nazlıhan Eden'da kaldık. Denize sıfır bir otel. Dalgaların sesi ve sürekli limana girip çıkan teknelerin patpatları çok güzel. İnsana huzur veriyor. Assos'u hiç bu kadar boş görmemiştim. Çok güzeldi. Bizden başka 1 çift, ufak bir grup ve onlarca kedi vardı. Bir de yerliler... Sakin, güzel ve alımlıydı Assos. Her zamanki gibi.
Kasım olmasına rağmen havadan yana çok şanslıydık. Güneş bulutların ardına hiç çekilmedi çok şükür.
İşte tam burada kendimi çok acaip hissediyorum. Muhteşem bir özgürlük hissi. Antik dönem insanlarının bu muhteşem tepede, muazzam Ege manzarasına karşı tiyatrolar seyredip felsefe okulları sürdürmeleri bana inanılmaz derecede etkileyici geliyor.
Assos'un meşhur meydan kahvehanesi. Bayramda seyranda oturacak sandalye bulamazsın :)
Çok şükür plastik sandalyelerimiz her yerde. Onlar olmasa ne yapacak idik.
Şu fotoğraf burnuma deniz kokusu getiriyor.
Bohemian O
Hangi masaya otursak :)
İşte böyle... Umarım hiç bozulmaz Assos. 15 sene önce aynıydı, şimdi de aynı. İnşallah bundan sonra da böyle devam eder ve bizler arada yakın bir yerlere kaçmak istedikçe Assos'a gönül rahatlığı ile gidebiliriz. İyi hafta sonları herkese.