31 Ağustos 2015 Pazartesi

Tereğimin sarmaşıktan kahkülü :)

Bugün yazılarım bombardımana dönüştü ama elimde hoşunuza gideceğini düşündüğüm malzeme biriktimi bekletmeden sizlerle paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz cumartesi de en sevdiğim minik sarmaşıktan topladım iki dal ve tereğimin üstüne minik ama ağır bir vazo içinde yerleştirdim.
Öylece yerleştirince alından sarkan kahkül gibi oldu :) Öyle tatlı minik yaprakları var ki! Mümkün olsa evimin dış duvarlarının tamamını bu sarmaşıkla sardırırdım. Soldaki 3 tabak birer ikişer TL'ye çeşitli bitpazarlarından.
 Yaprakların güzelliği
Minnoş demlik koleksiyonum :) Çok seviyor onları ben :) ibeking marka olanları tanımışsınızdır. Menekşe rengi ve yeşil olan Antalya'da bir eskiciden, krem rengi olan Bomonti bitpazarı, ön sırada ortada olan Eyüp bitpazarı, ön sıra sağ baştaki Dolapdere bitpazarı. O dosyayı görmüş olanlarınız vardır belki içinizde. Evim Dergi Ocak sayısında bitpazarlarını anlatan bir yazı yazmıştım dergi okurları için. (Burada)  En öndeki minik çay takımı seti ise kardeşimin Tayland'dan getirdiği ve aklımı yerinden, gözlerimi yuvalarından oynatan bir hediye :)
 En öndeki anne-çocuk kavanoz geçen hafta yaptığım ve size burada anlattığım kızılcık marmelatlarım.
 Lavantasız (ve kaktüssüz) bir köşe yok sanırım bizim evde :)
 Sol üstteki emayeler yine çeşitli bitpazarı ganimetleri :)


İşte böyle. 2 dal sarmaşık bile bir heves ve mutluluk veriyor insana.
Ev içinde yeşili çok seviyorum.
Siz de sever misiniz?

Minyatür defterler

Geçtiğimiz hafta sonu minik defterler yapmaya karar verdim. Elimdeki en minik malzemeleri ortaya çıkardım önce. Kapak olarak kullanacağım kağıtları seçtim ve her defter için ayrı bir tema belirledim.
 Kapak süslemesinin birincil öğesi tabii ki stickerler. Elimdeki en minik sticker grupları bunlardı.
 Minik bantlar, minik makas :)
  Kedili stickerlarımı unutacak değilim tabi :)
Ortaya çıkan defterler bunlar oldu :) O kadar minikler ki gece yastığımın altına koyup uyumak istedim. Sol üst köşeden saat yönünde sayacak olursak, Kawaii defter, parfümlü defter, kedili defter, çay saati defter ve Teddy Bear defter olarak isimlendirebiliriz :) Bunların daha büyük boylarından, ayrıca kağıt kutular ve kağıt çantaları benimle birlikte siz de yapmak isterseniz 19 Eylül'de Kadıköy'de Secdus Cafe'de yapacağım atölyeye sizleri de bekliyorum. Atölye hakkında detay bilgi  burada.  Daha önceki bir 'defter, kutu ve kağıt çanta' atölyeme ait fotoğraflar ise burada. Sevgiler herkese.

Koruncuk Vakfı'ndan haberler

Ajandamdaki en önemli konulardan birini hallettim bu sabah. Koruncuk Vakfı'na gittim. Koruncuk Vakfı'nı duyanlarınız, bilenleriniz vardır. Korunmaya muhtaç çocukların, bakıcı anneler tarafından bebeklikten meslek sahibi oluşuna kadar bakılıp desteklendiği vakıf. Bolluca Çocuk Köyü olarak da biliniyor. Geçen sene bu çocuk köyüne gittim, gezdim. Şirketi de seferber ederek, gerek çalışanlarımız, gerekse yönetimimizin katılımı ile maddi yardım toplayarak bir yardımda bulunduk. Bence çocuk ve eğitim ülkemizin öncelikli iki konusu. Burası tüm dünyaya model olacak bir yerleşkeye ve sisteme sahip. Keşke herkes gidip görebilse ve elinden gelen yardımı yapabilse. Gerçekten her şeylerini hayranlıkla takip ediyorum.

Bu ziyaretimde Vakfın Müdürü Ayşe Hn ile yeni projeler hakkında görüştük. Bu yıl ve sonrasında da şirket olarak desteğimiz ile Vakfın ve dolayısı ile çocukların yanında olacağız. Bu sefer beni heyecanlandıran başka bir şey daha var. 15 Kasım Avrasya Maratonu'nda Vakıf gönüllüsü olarak koşacağım :) Bu benim için bir onur olacak. Siz de benimle birlikte Vakıf gönüllüsü (hatta yukardaki ifade ile Koruncuk Kahramanı) olarak koşmak ister misiniz? Cevabınız evetse lütfen bana yazın. Şu linkte de sorularınıza cevap olacak birçok bilgi mevcut. İlk fotodakiler gönüllü koşucular için üretilmiş olan bandanalar, ne kadar sevimliler, değil mi?
Birçok farklı şekilde de Vakfa destek olmak mümkün. Vakfın imkanları, yardımseverlerin damlaya damlaya biriken katkıları ile oluşuyor. Şu an Köyde 97 çocuk var. Dilerseniz 5 TL ile, dilerseniz farklı bir etkinlik ile onların yanında olabilirsiniz. Daha önce yardım yapmış olanlarınız mutlaka vardır, belki de ilk yardımınıza bu yazı vesile olur. Haftanın bu ilk gününde selam ve sevgilerimi iletiyorum herkese.

28 Ağustos 2015 Cuma

Secdus tabaklarım

Dün gecenin ilerleyen saatlerinde Secda'nın (Secdus) instagramdaki paylaşımını gördüm, belki siz de görmüşsünüzdür. O kadar rahatsız oldum ki bir süre uykum kaçtı. Kendi tasarımı ve üretimi olan tabaklardan bir grubun taklit edildiğini ve çeşitli sitelerde satılmaya başladığını yazmış. Ne kadar üzücü bir durum düşünsenize. Yıllarca hayal ediyorsunuz, bin bir emek ve cefa ile ve yüzlerce engeli aşarak bir dükkan açıp ürün grubu ortaya koyuyorsunuz. Daha seneniz bile dolmadan bir sabah bir de bakıyorsunuz ki noktasına virgülüne dokunulmadan tabaklarınız aynen üretilmiş ve çeşitli yerlerde satılıyor. Hem hayalleriniz çalınıyor, hem de iş yapmaya çalışan bir girişimci olarak rekabet gücünüz elinizden alınıyor.
Türkiye'de farklı olmak ve ortaya bir sonuç koymak ne kadar zor. Hele hele de tasarıma yönelmek ve üretmek çok çok zor. Belki de bu nedenle tasarımcı çıkmıyor bizden. Çıkabilenler de büyük haksızlıklara katlanmak veya bunların üstesinden gelmek zorunda bırakılıyor. Hele bir de kadınsanız, işiniz 2 kat daha zor.
Umuyorum ki bu süreç en hakkaniyetli şekilde atlatılır ve Secdus tabaklarımız, Secdus tabaklar olarak kalır. Sizden ricam, lütfen taklit ürünlere yönelmeyin. Gerçekten orijinal olan ve hayatlarımıza renk katan cesaretli insanları desteklemezsek hayatlarındaki renkler eksilecek olanlar yine bizden başkası değil.   
Haftanın bu son yazısında iyi havadisler vermek isterdim ama maalesef olmadı :( Hepinize selam ve sevgilerimi iletiyorum. Güzel bir hafta sonu geçirin, yenilenin, dinlenin. Pazartesi günü tekrar görüşmek üzere.  

27 Ağustos 2015 Perşembe

Simli mandal süsleme

Güzel bir mandal süsleme çalışması yapalım mı sizinle. Bunu belki 8, belki 15 ay önce yapmışım. Telefonumun arşivinde kalmış öylece. Daha farklı yapılmış bazı örnekleri Inspire Lovely'nin etsy sayfasında ve instagram hesabında görmüştüm o zaman. Oradakiler hazır mı yoksa elde mi yapılmış bilmiyorum ama ilgimi çekti ve ben de kendi zevkime göre farklı bir modelle yapmak istedim. Pratik bir uygulama ve hoş bir sonuç. İşin özü, ham renkli ahşap mandalı 2/3 oranında simlemeye ve üstte kalan boşluğa da bir şekil çizmeye (veya yazı yazmaya) dayanıyor.
Simin rengini, çizeceğiniz şekli veya yazacağınız yazıyı, mandalları ne için kullanacağınıza göre kararlaştırabilirsiniz. Bunu yapmak istediğim dönemde elimde pembe sim vardı. Model olarak da tabii ki kediyi seçtim :)
 Elinizde mandal ve sim varsa tamam. Diğer tüm malzemeler her evde olan şeyler zaten.
Önce çizeceğiniz şekle (veya yazacağınız kelimeye, font tipine, yazı büyüklüğüne vb) karar verin ve bunu ince uçlu net siyah mürekkepli bir kağıda birkaç kere çizin ki eliniz alışsın. Neticede mandalları çizim hataları ile harcamak istemezsiniz herhalde :)
 Daha sonra mandallara, yarıdan biraz daha yukarı çıkacak kadar yapıştırıcı sürün.
 Yapıştırıcı sürdükten sonra, yapıştırıcılı yüzü sime bastırarak simlerin iyice yapışmasını sağlayın.
 Daha sonra mandala şekli çizmeye geçin.
 Acele etmeden, yavaş yavaş çiziminizi tamamlayın.
 Kuyruğu da yaptık mıydıııı :)
 Ve çizim bitti bile :) Benimki arkası dönük oturmuş bir kedi.
Seçeceğiniz yazı veya motif için sayısız alternatif seçmek mümkün. Hayvan motifi olabileceği gibi, love, enjoy, sev gibi kelimeler, burcunuzun sembolü, kişi ismi vb gibi onlarca değişik uygulama yapmak mümkün. Mandalları nereden aldığımı tam hatırlamıyorum ama çok uygun bir fiyata aldım sanıyorum (Muhtemelen Eminönü'dür) Sim ise 1-2 TL gibi bir şey. Taş çatlasa 10 TL ve yarım saat süre ile bu sevimli mandallardan siz de yapabilirsiniz. Ayrıca yapıp paylaşırsanız bana da haber verin bakayım, merak ederim :) Çok çok öpücük size. 


Gökyüzü

Geçen haftadan bir hafta içi akşamı. Sanırım saat 19:30 civarı. Yere bir pike yaydım ve sırt üstü uzanıp gökyüzünü seyrettim. Bir süre seyredince birkaç fotoğraf çekip sizinle paylaşma ihtiyacı duydum. Sihir diye bir şey varsa eğer, gökyüzünün, onu seyreden insanın zihninde bıraktığı etki olsa gerektir. Anlatmaya çalışsam büyüsü bozulur. Fotolar o hissi verir mi? Vermez. Olsun. O güzelliği yine de paylaşmak istiyorum.
 Fırça darbeleri... 80'lerde çocuk olanlar Bob Ross'u hatırladıysa tamam :)



Kuşlar var orada yukarda
Uçağı görebilene 10 puan :)

Kağıt ponponlar gitti yerine bulut yastıklar geldi

Ahşap boyacı merdivenini beyaza boyayarak yaptığım merdiven rafı hatırlıyor musunuz? Burada tüm hikayeyi yazmıştım.  Merdivenin olduğu yere, tavana çaktırdığım ucu kancalı çivilere kağıt ponponlar asmıştım. Bu aralar evde biraz değişiklik arıyor gözlerim. Dün bir ara kağıt ponponları indirdim ve yerine bulut yastıkları astım. Artık merdivenimin başı bulutlara değiyor :)
 Bir önceki ponponlu hali böyleydi.
Bulut desenli kumaşlı olan yastık ve kuş yastıklar DecoNohut'tan. Ayda'nın hünerli ellerinden çıktı. Düz desenli olan bulut yastıklar ise Püfür Design markalı. Onları da sevgili komşum Kalde yapıyor. Dört bir yanınızda böyle maharetli eş, dost, arkadaş, konu komşu olunca bolca faydalanıyorsunuz böyle :) Elleri dert görmesin. (Yastıkları misina ile astım)

Ufak değişikliklerle el atmak istediğim birkaç minik köşe daha var. Vaktim olur da yapabilirsem onları da paylaşacağım. Aslında bir 10 gün kadar sonra yoğun bir seyahat trafiğim başlayacak. Başlamadan aklımdakileri bitirdim bitirdim, bitiremedim artık başka bahara kalır. Yaparım belki ufak ufak. Olduğu kadar ve içimize sindiği kadar her şey. Allah her şeyi içimize sindirsin. Huzuru kalplerimizden eksik etmesin. Selam ve sevgiler.

25 Ağustos 2015 Salı

Kızılcık marmelatı

Nasıl heyecanlıyım anlatamam! Hayatımın ilk marmelatını yaptım ve bu deneyim, çok sevdiğim çocukluk yıllarımın meyvesi kızılcığa kısmet oldu. Her şey geçtiğimiz pazar akşamı Patron'a yaptığımız ziyaret ile başladı. Kendisi eşimin çok sevdiğim babaannesi olur. Beykoz'daki minnacık evinin bir üst yamacında hiç meyve vermeyen bir kızılcık ağacı varmış meğer. Geçen pazar günü bahçenin üst tarafına doğru Defniko ile minik bir keşfe çıkınca kızılcık ağacının bolca meyve vermiş olduğunu fark ettik. Babaannem bile şaşırdı bu işe. Ağaçcık öylesine meyveden kesilmiş ki, Patron da uğrayıp bakmaz olmuş, zaten dizleri uzun merdivenlere izin vermiyor ve o kısma uzun bir merdivenden çıkılıyor.

Kızılcıkları toplayıp getirdik ve dün akşam yarısı ile marmelat yapmaya koyuldum. (Diğer yarısı ile bu akşam konsantre su yapacağım veya belki bu parti bitince yine marmelat yaparım) Yaparken mutfaksirlari.com adresindeki şu tariften faydalandım. Paylaşımı için kendilerine çok teşekkür ederim. Üstteki linke tıklayıp detaylı anlatımı takip edebilirsiniz. Kendi deneyimimi kısaca paylaşmak gerekirse eğer, yarım kilo kızılcığı 2 çay bardağı su içinde kabukları çatlayıp iyice yumuşayıncaya kadar (1 dal çubuk tarçın ve 1 karanfil ile birlikte ) haşlayıp, iri delikli süzgeçte düz tabanlı minik bir cezvenin dibi ile iyice ezerek çekirdeklerini ayıkladım. Püre haline gelen kızılcığı, 2,5 su bardağı toz şeker ve 1 çay bardağı tereyağı ile kıvam alıncaya kadar pişirdim. İndirmeden 1 dk önce de 1 yemek kaşığı limon suyu kattım. 2 önemli nokta var bence. Birincisi, mutlaka mutfak önlüğünüzü takın :) Ben iyi ki takmışım diyorum şimdi. Bilhassa ezme aşamasında üstünüzün başının leke içinde kalması an meselesi :) Bir de pişirme sürenizi çok uzun tutmayın. Benim marmelatım lezzet olarak çok iyi oldu fakat herhalde fazla pişirmiş olacağım ki kıvamı koyu oldu (sanki) Eğer daha akışkan tercih ediyorsanız bence pişirme süreniz 20-30 dk'yı aşmamalı. Mutfaksirlari.com bunun için şunu önermiş. Dolapta soğuttuğunuz bir çay tabağına 1-2 damla damlatın ve akışkanlığına bakıp ona göre ateşten indirin diyor. Bunu ben de yaptım ama herhalde bir 5-10 dakika daha az tutmalıydım. Yine de lezzeti gerçekten çok iyi (Tadanların yorumu :)) Denerseniz eğer, umarım sizin de damak tadınıza uygun bir tat çıkar ortaya.

Yapıp kavanozlara ayırdıktan sonra beni en az yapımı kadar heyecanlandıran kavanozları süsleme kısmı oldu. Önce kumaş kapak örtülerini seçip kapak çapından biraz daha geniş daireler halinde kestim ve kapaklara lastik bant ile tutturdum.

Çiçekli kumaş kapak örtülerine bu fiyonklu stickerli yakıştırdım (ve yapıştırdım). Büyük kavanozun ön yüzü geniş olduğundan bir retro sticker daha ekleyebildim. Büyük kavanoz nutella kavanozu, minik olan ise mama kavanozu. Yani benim uygulamamda yarım kilo kızılcıktan bu kadarlık bir marmelat çıktı. Şimdi, haydi bana afiyet olsun demek isterdim ama olmayacak. Çünkü benim şekerli ve tatlı hiçbirşeyle aram yok. Ama sevseydim bile eşim ve Defniko'dan bana ne kadar ne kalırdı şüpheli :) Onların severek yemesi benim için en lezzetli tatlı zaten. Haydi kalın sağlıcakla.