18 Ağustos 2015 Salı

Fidanka 2015

Bugün o kadar yoğunum ki! Nasıl yetişecek işler bilmiyorum. Ama bu Fidanka yazısını erteleyemem çünkü bu yazıyı yazmanın vereceği mutluluğu biliyorum ve bir an önce bu mutluluğu yaşamak istiyorum. Aslında çok sevdiğim, beni derinden etkileyen yerleri, kişileri, anları (hakkıyla) anlatmak zor. Hep tam anlatamıyormuş gibi hissediyorum ama yine de anlatmaya çalışmanın verdiği mutluluk bile güzel. Ne mutlu ki 2014'te tanışıp, size de burada anlattığım Fidanka Otel'e bu yıl da gitme imkanı bulduk. 1 gece kalmak için girdik otele. Yetmedi 2 geceye çıkardık. Bu 2 gün ve gece boyunca dışarı adımımı atmadım. Otelin köşelerini yaşadım sessiz sessiz.
Fidanka'nın tüm dokusu taş ve ahşap. Her şey çok doğal, güzel ve çok Anadolu. Modern bir Anadolu. Tarifi biraz zor.

 Duvarlardaki el işleri 50-60 yıllık. Anadolu'nun dört bir yanından toplama. Öyle güzeller ki!


  Daha yamuk çekememiş miyim fotoyu? Uğraştım ama ancak bu kadar oldu herhalde :)


  'Acaba nasıl bir mekanizma var burada, ve içerde benlik bir şey var mı?'





   Binbir kokteylli barın önünde anneanne dantelli mermer sehpa :) Love it!


 Bu salon öyle güzel ki! Sıcacık, insanı içine çeken bir hali var.




 Benim için Fidanka denince ana fotoğraf bu.



 Kızıl salondaki dolabın içi... Neler var neler içinde.





Okunmuş bırakılmış kitaplar. Gelen istediğini alsın okusun (ama elindekini bıraksın) Bana ters, ben kitaplarımı bırakamam. Ama bir keresinde bir otelden bir kitap almış yerine bir şey koymamıştım.Muazzaz Ilmiye Çığ'ın 'Sümerli Linguirra' isimli kitabı. Çok güzel bir kitaptı. Yerine bir şey koymadığım için hala hatırladıkça kötü oluyorum :(







Oteldeki ilk gün, daha önce başladığım Semerkant'ı bitirdim. Ömer Hayyam rubailerini derleyen bir kitabı okumuştum daha önce ama bilmeden okumuşum. Semerkant'tan sonra Hayyam'ı daha iyi anlayarak şimdi tekrar okuyorum o kitabı.
Kızımın Fidanka oyuncakları. Anna kirpi ile çocuk kirpi. Geçen sene de bu sene de elinden düşürmedi bunları.


 Yer gök begonvil!


 Kahvaltı ve yemek salonu olarak kullanılan bölümden bir köşe :)









 Bu nasıl bir güzellik? Tasviri zor. Masası, örtüsü, üzerindeki porselen, içindeki altınotu, renkler, eskimişlik...

  Bu koltuğa aşık oldum.
Semerkant bitince 'Şeker Portakalı'na başladım ikinci gün. Ne kadar güzel ve ne kadar hüzünlü bir kitapmış.
  Arkadaki manzara 'ömür uzatan'
Büyüleyici değilse nedir?

Ve meleğimin Fidanka'da begonvil pozları. İnşallah seneye yine gideriz Fidanka'ya.

2 yorum :