Aşığım İtalya'ya. Özetle benim durumum bu. Her yıl ve yılda birkaç kere gitsem sıkılmam. Dünya bir tarafa, İtalya diğer tarafa. Venedik Marco Polo Havalimanı'na iniş yaptıktan sonra, 1 saatlik otobüs yolculuğu ile Padova'ya geçtik. Padova İtalya'nın üniversite şehirlerinden biri. Nispeten ufak ve sakin bir şehir. İlk gece Padova'da konakladık.
Locanda Ca Le Vele, Venedik
Venedik gezisinin bizim için en büyük sürprizi hiç şüphesiz otelimiz oldu. 16. yy Venedik tarzında döşenmiş odası aklımızı başımızdan aldı. Kanal manzaralı bu odada kendimi gerçekten birkaç yüzyıl öncesinde yaşıyormuş gibi hissettim. Yolu Venedik'e düşeceklere öneririm. Detaylar burada.
Duvarları kumaş kaplı bir odada en son ne zaman bulundum (veya hiç bulundum mu) gerçekten bilmiyorum. Farklı bir his veriyor insana.
Bu tarzı sever misiniz bilmiyorum ama benim çok hoşuma gidiyor. Dönem filmlerinden fırlamış gibi.
Mobilyalardaki detaylar çok hoşuma gitti.
İnsanlar otel odalarında TV olsun istiyorlar biliyorum ama olmasa bence daha iyi :)
Seyahat günlüğü olmazsa olmaz bir şeydir.
Karşı bina
Grand Canal ve gondolları
Meşhur Rialto Köprüsü
Eşsiz bir 'serendipity' anı
San Marco Bazilikası. Eğer yolunuz düşerse, sırt çantası ile içeri almıyorlar.
Bir süreliğine emanete bırakmanız gerekiyor.
Tipik Ayasofya
San Marco terasından meydan manzarası
Solda Venedik dukalarının sarayı. Venedik'i diğer Avrupa şehirlerinden ayıran temel unsur mimarisindeki Bizans ve Osmanlı etkisi. Dikkatli bakınca birçok detayda bu iki etkiyi görebiliyorsunuz.
San Marco'nun yer döşemeleri. İnsanın aklı mantığı almıyor gerçekten.
Yılın her ayında akın akın gelen turiste inat, şehrin yerlileri kendilerini günlük hayatın doğallığına alabildiğine bırakmış.
İstanbul aydan aya değişir bozulurken, Avrupa şehirleri itina ile muhafaza ediliyor. Venedik'e ilk gidişim herhalde 9-10 yıl önceydi. Sanki taş yerinden oynamamış.
'Işılım, bu güzel foto için teşekkür ederim'
Rialto Köprüsü'nün gece manzarası. Bu muazzam şehrin bir gün sular altında kalacağını bilmek çok üzücü. Burano
Fotoğraflarını her yerde gördüğüm Burano adasına gitmek bu gezide mümkün oldu.
Bü.yü.len.dim.
Dört bir yan kutu gibi rengarenk evler ve kanallarla dolu.
Böyle bir tatlılık olabilir mi!
Bu kule 5-10 derece eğimle duruyor. Meğer İtalya'nın tek yamuk kulesi Pisa değilmiş.
Bir kapı genişliğinde ön cephe. Öldüm meraktan. Kimler yaşar bu kırmızı evcikte? Nasıl bir dekoru vardır? Sabah kahvaltıda ne yerler? Evden kaçta çıkarlar? Neleri severler?
:)
Burano adasına yolunuz düşüp, iyice gezip tozduktan sonra acıkacaksınız. Oturmanız gereken Restaurant'ın adı 'Galuppi'. Türk bayraklı Türkçe menüsü, güler yüzlü garsonları ve parmak yedirten lezzette menüsüyle sizi çok mutlu edecek. Burano'dan sonraki durağımız Murano adası oldu ama Murano Burano'ya göre daha büyük, dağınık ve sanki biraz da bakımsız. Dolayısıyla sadece birini seçmeniz gerekirse eğer, benim önerim Burano. Burano'dan kızıma hediye aldığım minyatür cam bibloları henüz fotoğraflamadım. Çektiğimde onlara da burada yer vereceğim çünkü çok güzeller. Dönmemle birlikte, tekrar ne zaman giderim acaba diye düşünmem bir oldu. Gezmek gerek. Herkese benden kucak dolusu sevgiler.
Harika bir gezi olmuş, seneye gitmek için bizde bir yurt dışı rotası arıyorduk
YanıtlaSilvenedik olabilir galiba :)
Hem de ne güzel olur. Tavsiye ederim :)
Sil