28 Kasım 2014 Cuma

Evim Dergi Aralık 2014 sayısındayım

 
Evim Dergi Aralık sayısı çıktı :) Sizin için güzel sürprizlerim var bu sayıda. 'Yaratıcı' sayfalarındaki 'Yeni yıla bahçede renkli bir merhaba' ve 'Benim kış köşem' sizler için hazırladığım ve kağıdı başrole oturttuğum çalışmalardır. Yılbaşı sofralarınız ve kış köşelerinize ilham vermesini dilerim. Kağıdı hayatınıza katmayı lütfen unutmayın :) Bu çekimlerin hikayesini ilerleyen günlerde ayrıca geniş bir şekilde yazacağım.

Ve yine bu sayıda 'Hobi Odaları' bölümü var. O bölümde baştan 3. oda benim minnoş craft odam, ilham yuvam, saadet pınarım :) Bakın bakalım beğenecek misiniz. O bölümdeki en başta yer alan hobi odası ise atölyelerimizi yaptığımız www.ibeking.com ofisi. Bu cumartesi yılbaşı atölyemiz için yine oradayız.

İmkanınız olur da Dergiyi karıştırırsanız bakarken beni hatırlayın ve hatta bana yazın :) Sevgiler.

27 Kasım 2014 Perşembe

Kırmızı burunlar mevsimi

Havalar ne kadar soğudu birden değil mi? Burnumu dışarda 10 dk tutmam kıpkırmızı olmasına yetiyor. Küçükken ne çok sinir olurdum bu duruma ama zamanla alıştım herhalde :) Bu soğuklarda kendimizi sıcak tutacak birşeyler yapmamız lazım. Ben de dün akşam menüsü için sıcacık bir tabak hazırladım :) Hadi bana afiyet olsun :)

Berry de berry

İngilizce çok yalın olduğu kadar çok da zengin bir dil. İngilizcede en karmaşık durumları çok basit ifadelerle mükemmel anlatabildiğiniz gibi, sıradan durum veya objeler için de sayısız isim bulabilirsiniz. Mesela şu berry meselesine gelelim. Bizdeki ahududu, kuş üzümü ve benzeri o minik yemişlerin ingilizcede sayısız karşılığı var ki bunların çoğunun türkçede muadili olmayabilir. Mesela neler mi? İşte size birkaç berry türü; barberry, bearberry, bilberry, blueberry, cranberry, elderberry, gooseberry, indian gooseberry: berry de berry yani... İşte bunlar da benim berry'lerim. Gerçi bunlar yenen türde değil, sadece dekoratif türde olan berryler.  Bu hafta sonu cumartesi günü www.ibeking.com ofisinde yapacağımız yılbaşı atölyemizde misafirlerimi bol berry'li sürprizler bekliyor :) Kayıtlarımız doldu, gösterilen ilgi için çok teşekkür ederim :)

Bu arada hani şu Bursa'dan aldığım danteller vardıya. Tekini kolalayıp kitap ayracı yapmıştım. Kalanları da kolalayıp bardak altlığı yaptım. 10 numara bir nostaljik görünüm! :) Sevgiler herkese.

26 Kasım 2014 Çarşamba

İtiraf

İtiraf ediyorum. Devrelerim yanmak üzere :) Yıl sonu gelmeden önce takvimime eklenmek üzere ekstradan 5 hafta içi, 4 de hafta sonu gününe ihtiyacım var. O kadar çok plan proje var ki artık günler geceler yetmez oldu. Yılın son ayı geldi. Her nasıl oluyorsa Kasım Aralık bir şekilde benim için çok hareketli oluyor. Bir yandan yaklaşan atölyelerimin hazırlıkları (29 Kasım'da ve 6 Aralıkta atölyelerim var) bir yandan seyahatlerim, diğer taraftan evdeki tadilat ve dekorasyondaki değişim gündemimi fazlası ile doldurdu. Şu an evimiz 2 ay öncesinden çok daha farklı. Bir dönem, yeni taşındığımız yıl, evin dekorasyonu ile ilgili kafamdaki fikirleri tek tek uygulamaya sokuyordum. Sonra kitabımın baskısı ve bağlantılı çalışmalarım devreye girince neredeyse son bir senedir evle ilgili herşeyi askıya almıştım ama son 1,5-2 aydır yarım kalanları tamamlamaya başladım. 2 ay öncesine göre neredeyse bambaşka bir ev oldu. Yakın zamanda birkaç foto paylaşırım belki sizinle. Türkiye'nin önde gelen dergilerinden birisi iç-dış mekan çekimi için ziyaretime gelecek. Bu çekimden önce aklımda kalan birkaç uygulamayı daha hayata geçirdim mi tamam olacak. Onun dışında, Aralık ajandama monte etmem gereken yine bir dergi çekimim var ki bu çekim en az üç günlük hafta sonumu alacak çünkü çok kapsamlı bir iş. Ocak sayısı için sizlere çok özel bir dosya hazırlayacağım. İlerleyen haftalarda, çalışmayı hakkıyla tamamlayıp baskıya verdiğimizde, bunun da detayını veririm sizlere. Daha önce bu kapsamda ele alınmamış özel bir dosya olacağını söyleyebilirim şimdiden.

E bir de tabii yılbaşı yaklaşıyor. Yılbaşı gecesi bütün kızlar bizde toplanacağız. Güzel bir gece organize edeceğim. Sevdiklerimizin yanıbaşımızda olduğu anlar için ne kadar şükretsek azdır. Geçen yıl da hep beraberdik, yeni gelen yılda da hep beraber oluruz inşallah.

Yukardaki fotoyu beğendiniz mi? Onun hikayesi bir sonraki yazıya...

Sevgiyle kalın.

25 Kasım 2014 Salı

Kar Küresi

Camı küre şeklinde, suyun içindeki de kar niyetine, kar görünümlü bir malzeme olunca adı kar küresi oluyorsa bunun adı ne olmalı :) a) Sim kavanozu b) Pırıltı silindiri c) ?? :)

Adı her neyse işte. Geçen cumartesi Defniko ile erkenden uyanınca kahvaltıdan önce bunun başına oturduk. Her evde olabilecek malzemelerle yapılabilecek, kolay bir uygulama. Objenizi kavanozunuzun kapağına iç taraftan yapıştırın. (Benim Şirin Babam biraz ufak kaldığı için altına bir de yarısından kestiğim bir şişe mantarı ekledim hafifçe yükseltmek için.) Kavanozu su ve simle doldurun ve kapağı sıkıca kapatın. Dikkat edilmesi gereken iki nokta var. Birincisi, yapıştırmaları yapmadan önce kapağınızın yeterince sıkı kapandığından emin olun ki çevirince kapak sızdırmasın. İkincisi, yapıştırıcınız çok kuvvetli olsun.

İşte bu kadar. Hadi bakalım, sadece 10 dk. iyi denemeler.

Cafenohut, Deconohut ve Ayda :)

Görmenizi istediğim güzelikler bunlar. Bu şirin ötesi yastıklar Cafenohut'un mini Etsy dükkanı Deconohut'tan. Yok böyle bir güzellik. Yastık diye aldım ama bir süreliğine biblo olarak kullanacağım bu rafta. El emeği en güzeli, en değerlisi ve sevgili arkadaşım Ayda çok çok yetenekli. Eviniz için bu tarz güzellikler arıyorsanız, uğrayın: https://www.etsy.com/people/deconoHut

Fi & Çi

Bu aralar her yerde görüyorsunuz duyuyorsunuz biliyorum. Ben de herhalde 3-4 hafta önce bitirdim bu kitapları ve bitirince boşluğa düştüm. İyi kitabın bir okurda yarattığı en kötü etki, bir süreliğine bir türlü tatmin edilemeyen bir arayışa sokması ve sıradan okunan diğer kitaplardan duyulan hazzı minimuma indirmesi. Ben de bu süreci atlatmaya çalışıyorum. Yazarının ilk iki kitabı bunlar. Hikaye ikinci kitapta bitmiyor. Üçüncüsü de bir terslik olmazsa Şubat ayında gelecek ve adı Pi. Bu kitaplar, insanı, insanın doğası ile ters düşen sistemi, ihtiyacımız olanları ve bizi besleyenleri unutup, bizi tüketenlere sarılışımızı anlatıyor. Bunu yaparken hiçbir klişeye yer vermeyen ve çok sıradışı bir anlatım kullanan Azra Hanım'ı kutluyorum. Üçüncüyü merakla bekliyorum. Bu arada, bu romanın karakterlerinden birisi olan Duru çok zarif bir balerin. Geçen gün rafımdaki kitaplarımı sevip ellerken (arada yaptığım birşeydir) Duru'nun romanının benim balerinlerimin hemen arkasında durduğunu farkettim :) Bu iki kitap, merak edenlere tavsiyemdir. Sevgiyle kalın.

24 Kasım 2014 Pazartesi

Bomonti Bit Pazarı

Şunu peşinen söyleyeyim... Bu fotolar anlatmak istediğim güzelliklerin yanına bile yaklaşmıyor. Mekan aslında üstü kapalı yanlardan açık olmasına rağmen fotoğraf için elverişli değildi çünkü hava kapalıydı. Zaten ben de orada geçireceğim değerli dakikalarımı fotoğraf çekerek harcamak istemedim ama bu kamu görevi bilinci yok mu, sırf sizlere anlatmak için yine de birkaç foto çektim, çekmeye çalıştım :) Bu keşif bana mutluluğu ve stresi bir arada yaşattı çünkü gördüklerim beni çok mutlu ederken, birçok şeye sahip olma dürtüsünü kontrol altında tutmak zor oldu. Hafta içi günde en az 2,5 saat yol giden ve hafta sonu köprü geçmemeye bir çeşit yeminlilik psikolojisi içinde olan ben, pazar günü o köprüyü geçtim, mekanı buldum ve çok mutlu oldum. Bu yazı, sizlere, eşsiz bir pazar günü aktivitesi olarak minik bir tavsiye yazısıdır.

Uzunca bir süredir, hatırası anısı olan minik nostaljik parçalar topluyorum. Ufak bir nostalji köşem var artık. Eski, kullanılmış, kullanıldıkça değerlenmiş, önce değeri unutulup sonra tekrar kıymetlenmiş şeyler arıyorum ve denk geldikçe bu köşeme ekliyorum. Bundan duyduğum hazzı anlatmak tam mümkün değil.

Bu pazarda yok yok. Burada bir grup fincan görüyorsunuz.  

Bu standın vintage porselenleri çok güzeldi. Çeşitli standlarda birkaç yy öncesinin Alman veya İngiliz porselenleri de var, Kütahya Porselen'in ilk yıllara dayanan üretim örnekleri de.  

Şişeler, fırçalar, gümüşler, küllükler, çatal, bıçak... Ne arasanız var bu pazarda. Şimdi yüklenen fotoğrafa tekrar bakınca, bu standdan birşey almışım mesela, hangisi olduğunu bilene hediyem var :)

Stand sahiplerinin hemen tamamının farklı yerlerde birer antika dükkanları var. Burası sadece pazar günleri kuruluyor.

Bir standda 5 TL'ye de obje var, 5.000 TL'ye de. 

Eski paralar, plaklar, takılar olmadan olur mu? Tabii ki onlar da var. Eğer giderseniz, ücret olayına dikkat edin. Her objede bir pazarlık payı mutlaka var. Fiyat sorduğunuzda bazı satıcılar net birşey söylerken, bazılarının acaba ne desem diye düşündüğünü hissedebiliyorsunuz. Bir standdaki karı-koca almak istediğim şey için farklı fiyatlar bile söylediler aynı anda, aralarında fısıldaştılar bir müddet. İşin ticaret tarafı o belki, kimseyi kötülemek için söylemiyorum. Gözünüze kestirdiğiniz şey için iyi pazarlık yapın sadece. Benim gidişim bir şekilde öğleden sonra oldu. Önce iyice gezdim, parçaları seçtim. Satın alma aşaması akşamı buldu ve bir şekilde akşam saatleri talihlisi oldum çünkü fiyatlar daha iyi oluyor. Yine de çok geç saatlere kalmayın çünkü havalar erken karardığı için erken toplamaya başlayanlar oluyor.Yurt dışında flea market olarak geçen bu tip pazarlar keşke daha çok olsa ve daha iyi mekanlarda daha iyi şartlarda etrafımızda da var olabilseler. Bu arada ben de güzel şeyler aldım. Her birini ayrı sevdim alırken. O da bir diğer yazımın konusu olsun hadi :) Kalın sağlıcakla.

20 Kasım 2014 Perşembe

Hello kaktüs

Şunların güzelliğine bakar mısınız. Dikenli güzellik diye buna denir herhalde :) Kaktüslerim giderek çoğalıyorlar ama o kadar sevimliler ki durmadan artmaya devam edecekler gibi geliyor. Soldaki annemin en az 35 yıllık fincanı, aklım çıkıyor başına birşey gelecek diye.

10 Kasım 2014 Pazartesi

Craft odam

İşte son dönemde uğraştığım konulardan bir tanesi. Uzun zamandır özlemini çektiğim stilde bir hobi odası dizayn etmeye çalışıyorum. Canım annemden boşalan oda bu iş için en ve tek uygun odam :) Renkler ve desenlerden örülü, ilham veren, mutlu eden bir oda ortaya çıkarmak istiyorum. Neticede evdeki vaktimin büyük bir kısmını burada geçiriyorum.  Duvarlarımdaki ahşap raflar arkadaşım İpek'in ürünleri. Bu tarz düzenleyici raflar arıyorsanız www.ibeking.com'dan bulabilirsiniz. Kategorize etmek ve kolay seçebilmek için idealler.

Burası da masam ve yürüyen rafım (sağda) Masayı bilhassa cama dayadım çünkü gökyüzünü, uçan kuşları, yeşili, yağmuru karı görmek istiyorum. Gündüz fotosunda camdan vuran ışık çok parladı. Bu nedenle gece fotosu paylaşıyorum. Gördüğünüz gibi bu köşenin sağı solu kağıt. Kağıda vuran hayallerim her yerde ve bilhassa da kağıt ağacımda :) (Sol köşede)  Masamı özellikle üstü masif ahşap modelde seçtim. Doğal ahşap dokuyu seviyorum.

Gramofonum

Muazzam bir sanat eseri değil mi sizce de... Çoktandır gözüm vardı, dün itibari ile benim oldu. Ona baktıkça en sevdiğim müziklerden notalar, okuduğum kitaplardan satırlar, izlediğim filmlerden kareler geliyor aklıma. Garip bir his. Sanki yıllardır bana aitmiş gibi. Hep evimdeymiş ama aynı zamanda yeniymiş gibi. İlk plaklarımı dinlemek için sabırsızlanıyorum.

Hayat ne kadar hızlı, günler ne kadar tempolu. Dolu dolu akan bir nehrin bir yükseklikten boşluğa dökülmesi gibi kanat çırpa çırpa akıyor hayat. Büyük bir koşturma içindeyim. Beni besleyen, canlandıran, ayakta tutan, tutkunu olduğum bir koşuşturma. Pamuk babaannemi misafir ettik geçen hafta, evimizi şenlendirdi. İnsanın içi burkuluyor, yaşlılık zor. Yaşlılıkla gelen sıkıntılar, hastalıklar gerçekten çok zor. Canım babaannem. İnşallah yuvamızda geçirdiği günleri hep mutlulukla hatırlasın. Geçen hafta iki gün Kahramanmaraş'taydım. Az zamana çok iş sığdırıp geldik. Sırada Gaziantep var. Çok özledim Antep'i. Bana göre Türkiye'nin en güzel şehirlerinden birisi Antep.

Ve ve veee, aslında hemen şuraya yazmak istediğim çok güzel iki proje içindeyim ama onları yazmaya azıcık daha var. Bu haftadan sonra onları da anlatırım size :) Bana büyük heyecan ve mutluluk veren uğraşlar diye özetlesem yeter herhalde şimdilik. Neticeyi görmek, sizlere de göstermek için sabırsızlanıyorum.

Şimdilik bu kadar. İyi haftalar.