16 Kasım 2015 Pazartesi

15 Kasım İstanbul Maratonu'nun ardından

Üstteki fotoğraf dün sabah (15 Kasım) 06:45 sularında çekilme. Hava henüz tam aydınlanmamışken çektim. Malum dün 15 Kasım Avrasya Maratonu vardı. Koruncuklara yardım toplamak için koştum. Fakat artık öylesine paranoyak olduk ki, bir yerlerde bomba patlayacağından emin, ama patlamamasını umarak gittim. Hatta eğer ölürsem diye bayrağımı çizdim tırnağıma gecenin bir yarısı. Canım vatanım, biricik ülkem için gittim. İyi ki de gittim. Muhteşem bir deneyimdi. Yaklaşık 25.000 kişi köprüyü yürüyerek ve koşarak geçtik. 1. Köprü gişeler, Barbaros Bulvarı, Kabataş, Karaköy ve Eminönü :) Gaziler, nineler, bebeler, koşucular, yürüyücüler, engelliler, LGBT, selficiler, herkes oradaydı :) 10K'lık parkuru 1 saat 11 dk'da koştum. Haftalardır yaptığım fitness ve antrenmanlar meyvesini verdi. Koşmak güzel bir his.
12:00 gibi eve dönünce güzel bir uyku çektim önce. Bir gece önce sadece 5 saat uyuyabilmiştim. Uykusuzluğu telafi etmek benim için her şeyden önemli :) Günlerce aç susuz kalırım, nefesimi su altında bir miktar tutarım, ama uykusuzluğu asla :) O uyku yerine konacak :)
Sonra 15:00 gibi uyanınca attım kendimi yine yapraklı köşeye.

 

Amin Maalouf'un Yüzüncü Ad'ını instagramda yaptığım bir mini oylamadan sonra aldım. Yazarın en tavsiye edilen kitabı oldu bu. Gerçekten de güzel başladı, tavsiye ederim.
 

 Falım dışarı taşmış :)


Tabii ben o sandalyeleri-ortamları öyle tekil çekiyorum-paylaşıyorum diye yanılmayın. Bu fındık burun da sandalyemin sol yarısındaki manzaram. Tek sandalyeye oturmaya, her taraf boşken koltuğun aynı köşesine sığışmaya, aynı battaniye altında ısınmaya bayılırız biz :) Bugünlük bu kadar yetsin. Selam ve sevgiler.
 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder