16 Kasım 2015 Pazartesi

Sarıyı sevdirenler

Sevmediğini sandığı bir şeyi sevmeye başlayınca zenginleşiyor insan. Sarı renkle aramdaki ilişki gibi mesela. Hiç sevmedim sarıyı, göremedim, hissedemedim. Sarı çekilsin de ardındakini göreyim istedim hep. Taa ki bu ağaç ve bu sandalyeye kadar. Şimdi sarıyı, özellikle de turuncu ve kahve ile biraz iç içe geçmiş halini çok seviyorum. Bu genç çınar ve bu tatlı sallanan sandalye sarıyı keşfetmemi sağladı.
Cumartesi günü yaprakların arasında sarı terapi yaptım kendime, kitabımla birlikte. Yastık kılıfını Bursa'nın Çukurcuma Köyü'nden bir tezgahtan yatak başı olarak almıştım. Böyle diktirip yastık kılıfına çevirttim.
Kitabım cumartesi gecesi bitti. Pek güzel. Daha önce adını duymadığım bir yazardı. Yeni keşfettim. Güzel bir kitaptı. Su gibi aktı.
 Altımda yüzlerce yıldız
  Şu yere dökülen yapraklar hiç çürümese, hep kalsa yerde öyle.
 Üstteki fotoya aşık oldum


 Cup of luck, why not?
 Çayın ardından kahve ile cila
Mis gibi bir hafta sonu idi, mis gibi bir pazartesi gününe uyandık. İyi haftalar hepimize.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder