21 Mayıs 2015 Perşembe

Assos ve Kazdağları'nın ardından

Size 'ben bugün seyahate gidiyorum' diye yazışım sadece dün gibiydi ama üstünden beş gün geçti ve ben gidip geldim bile. Bazen kısacık ve spontan programlar, uzun ve detaylı planlananlardan daha doyurucu oluyor. Bu da öyle oldu. Ege'nin uçsuz bucaksızlığına kucak açan terasından, Assos'tan  başladık. Her mekanın kendine özgü bir havası var. Kimisine eğlence için gidersiniz, kimisine dinlenmek için, kimine tarih gezmek için ama Assos bana göre bunların hepsinden bağımsız, insanı çarpan, her gidişimde ayrı vurulduğum, manen yükseldiğim ve iyi hislere büründüğüm, insanı ruhuna döndüren bir yer.Tam olarak nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama Behramkale Köyü'nün kendine has güzelliği, o en tepeye kurulu tapınak, sarp yamaçtaki amfitiyatro ve diğer kalıntılar beni çok etkiliyor. Bir zamanlar insanların yaşamlarının ne kadar etkileyici olduğunu düşünüyorum. 3.000 yıllık bu amfitiyatroda neler konuşulmuştur, nasıl insanlar gelip geçmiştir diye düşünüyorum. Aristo'nun da bir dönem burada yaşamış olması hayallerime ve zihnimdeki Assos algısına ayrı bir tat katıyor. Yukarıda antik kentin geniş açı bir fotoğrafını görüyorsunuz. Kendimi de sakladım fotoya :) Sanki o dönemlerde yaşamışcasına. (Bu fotoğraf aslında çoook uzun ve panoramik bir fotoğraf ama blog ebatlarında bu kadar yerleşebiliyor)
 
 
 
Behramkale Köyü, minik bir tepenin yamaçlarına kurulmuş olmasından ötürü eşsiz günbatımı manzaralarına yüzünü dönmüş teraslara ev sahipliği yapıyor. Bu teras da onlardan birisi.
 Ve tabii ki Assos'u Assos yapan, muhteşem tapınakları ve kalıntıları kadar yüzyıllardır gemilere ev sahipliği yapan limanı aynı zamanda. Limanın bir kıyısına oturup o gamsız hareketliliği seyretmek çok keyifli.
Bu gidişimizde Behramkale'de değil de Liman'da kalmayı tercih ettik. Denizin kokusuna, martıların sesine yakın olmak istedik. Bu fotoda gördüğünüz üçlü bina Nazlıhan Otellerine ait. Mekan ve konum olarak çok ideal olduğundan burayı tercih ettik fakat yemek konusunda daha iyi olabilirler. Yine de akşam güneşini denize karşı batırmak ve sabah deniz sesi ile uyanmayı çook özlemişim.
 
 
 
Bu minik gezide bu sene baharı ve yazı ilk defa tam anlamı ile hissettim.
 
 
 
Bol çiçek olur da güzel görüntü olmaz mı? Bakınız şekil A :)
 
Bu gidişimizde konaklama için iki süper alternatif keşfettik. Birisi üstte avlusunu gördüğünüz Nar Konak. İstanbul'dan giden genç bir çift işletiyor. Çok şirin, çok ferah. Stili için modern Anadolu desem anlatabilmiş olur muyum acaba? Sahibinin anneannesinin ördüğü el işleri yatak üzerlerinde. Gönlümüzü fethetti bu güzel minik otel.
Bahçesinden bir köşe


Diğer konaklama alternatifi de üstte girişini gördüğünüz Assosyal. Burası daha 'farklı' bir dekorasyona sahip. İçeri girdiğinizde gerek müziği, gerek dekoru ile daha Avrupa esintili bir havası var. Zaten çok geçmeden konaklayanların çoğunlukla kuzey ülkelerinden olduğunu görüyorsunuz (Ya da bize öyle denk geldi)

Assosyal'in mini cam kubbeli Van Gogh salonu
Taş avlu... Aynadan triko giydirilmiş ağacı görebilirsiniz. Çok sevimliydi.

 
Yolculuğumuzun ikinci durağı Kazdağları'ndaki Yeşilyurt Köyüydü ve oraya sahil yolundan değil de her 3-4 km'de bir köyden geçilen dağ yolundan gittik. Bu güzergah sayesinde bunun gibi güzel köyler gördük. Burası Sazlı köyü. Kozlu, Kayalar, Demirci köyleri de bu güzergah üzerinde.



Ve geldik Yeşilyurt Köyü'ne. Burası ormanın içinde bol oksijenli, bol huzurlu şirin mi şirin, sıcacık bir köy ama bazı yerlere sezon dışında gitmek lazım. Eğer gidecek olursanız burası da öyle bir yer. Normalde çok kalabalık oluyor ama bu kez 18 Mayıs'da okullar tatil olmadığı için her yer tam istediğimiz gibi sezon zamanlarına göre daha sakindi.
Bu köye yolunuz düşerse Çetmihan Otel'e mutlaka uğrayın ve o ambiyansı görün. Odaların tarzı çok farklı. İyi veya kötü değil ama benim aradığım stil değil, bu nedenle bir yorum yapmayacağım ama bir butik otelin sahip olabileceği en güzel bahçelerden birine sahip. Odaların dekorasyonu da size hitap ediyorsa burada bir gece size çok iyi gelecektir.

Kapının güzelliği



İşte böyle... Gidenler biliyordur, gitmemiş olanların da inşallah tez zamanda buralara yolu düşer.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder