Bu muhteşem fotoyu dün çektim. Dün koşmaya çıkarken hava çok güzeldi. Ne sıcak, ne soğuk...
Açık havada koşuyorsanız iki önemli konu var: birincisi, havanın uygunluğu, ikincisi de midenin durumu. Havanın aşırı sıcak veya soğuk olmaması gerekiyor. Sıcak yorgun düşürür, soğuk ise insanın nefesini keser. Bunun için mevsimin hava durumuna göre koşu saatlerini iyi ayarlamak gerekiyor. Midenin durumundan kasıt ise açlık-tokluk durumu. Kendinize yapacağınız en büyük kötülük tok bir karna koşmaya çalışmak olur ki zaten koşamazsınız. Son yemeğin üzerinden en az 3 saat geçmiş olması gerekiyor ama 5-6 saati de aşmamalı (benim vücuduma göre tabi bunlar) 3 saatten kısa süre sizi ağırlaştırır, 5 saatten fazlası ise güçsüz düşürebilir. Ama bunlar gözünüzü hiç korkutmasın. Günlük rutininizi spora göre ayarlayacak kadar işin içine girdiğiniz zaman siz farkına varmadan da bunlara ayak uydurur hale geliyorsunuz. Neyse efendim, nerede kalmıştık? Dünkü koşumun yaklaşık 4,5. km'sinde hafif hafif yağmur çiselemeye başladı. Hedefim 10 km olduğu için bırakmak istemedim. Ölçümlerimi takip ettiğim ve müziğimi dinlediğim telefonumu saracak bir kılıf bulduktan sonraki (koşu güzergahım üzerindeki minik poşet direkleri sağ olsun) yaklaşık 5,5 km'yi yağmur altında koşarak 10 km'yi tamamladım. Nasıl güzel bir histi. Baştan aşağı sırılsıklam oldum, evet, ama spor başlı başına büyük bir özgürlük hissi, bunu yağmur altında yapmak da bu hissi ikiye katlayan bir faktörmüş. Daha şiddetli bir yağmur olsaydı mümkün olmazdı belki ama hafif çiseleme ayrı bir keyif kattı işin içine. Yağmurdan zaten neden kaçar ki insan, onunla doya doya ıslanmak varken :)
10 km'yi tamamlayınca bu sefer bisiklete atlayıp bir 10 km'de bisiklet üzerinde turladım. Bisiklette en uzun mesafem 22 km ama öncesinde veya sonrasında farklı bir spor aktivitem olmamıştı. Dün 10'ar km ile hem koşu hem de bisikleti tamamlayınca, bir de 20 tur havuz yapıp, triatlonculuk potansiyelimi mi ölçsem diye düşünmedim değil ama bebeklerimin eve gelme vakti geldiği için orada bırakmam gerekti ama bunu da deneyeceğim. :))
Ben bu yazıyı, herkesi kendine en uygun olan bir spor aktivitesine başlamaya davet ederek bitirmek istiyorum. Bu işe bir kere başlarsanız, size maddi manevi katacağı her şeyden çok memnun kalacaksınız. Belki ayrı bir yazımda da maddi manevi getirilerinden bahsederim. Ben birazdan İstanbul ve yakın bölgelerin maraton takvimlerine bakıp uygun bulduklarımı seçeceğim :) Çok heyecanlı bu iş... Şimdilik iyi haftalar herkese.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder