2 Mayıs 2017 Salı

İki yeni kitap

Yeni bir 'kitap önermeme' yazısıyla daha karşınızdayım. Kitap önerisi değilse ne peki? Bilmem. Kitap tanıtımı mı desek? Ne zaman okuduğum bir kitap hakkında buraya bir şey çiziktirecek olsam, hep söylüyorum: Kitap zevki çok çeşitlidir. Kimine hitap eden, diğerine etmeyebilir; ama yine de güzel bir kitap okumak pek lezzetli bir deneyimdir ve mutlaka paylaşmak gerekir. Ondan sonra dileyen bu yemeği yer, dilemeyen yemez :)
Nisan ayında devirdiğim irili ufaklı 7 kitabın ikisini buraya taşımaya karar verdim (Bazılarını daha önce yazmıştım zaten) İlki Philippe Claudel'den 'Kokular'
Günün birinde kokuları kelimelerle anlatan bir yazarla karşılaşacağım aklıma gelmezdi. İmkansız olduğundan değil belki ama ne bileyim; sanki görüntü anlatılır, ses anlatılır, tat anlatılır ama koku anlatılamaz gibi değil mi sizce de? Çok enteresan, tadı damağımda kalan, envai çeşit şey ve durumu kokuları ekseninde anlatan sıcacık bir kitap. Altını çize çize bir hal oldum.
Rüzgarı, hastaneyi, hapishaneyi, itriyatçıyı, spor salonunu, boya sandığını, anneannenin kazağını, ne bileyim daha bilumum şeyi kokular üzerinden okuyup hissediyorsunuz bu kitapta.
 Sonra çevrenize dönüp ayrı bir koklamaya başlıyorsunuz her şeyi.
 
Evet, diğer kitabımız da Zeynep Kaçar'ın 'Kabuk'u... Olamaz böyle bir şey. Kadınlık, annelik, delilik, kumaşlar ve yemek pişirme üzerinden hemcinslerimizin 'varoluş mücadelesi' ancak bu kadar sarsıcı bir şekilde anlatılabilirdi. Pek çok satır altı çiziktirdim, duygulandım. Bu sabah da komşuma verdim okuması için. Her iki kitap da bana ayrı ilham verdi. Yazarların diğer kitaplarını araştıracağım şimdi. Herkese iyi haftalar diliyorum.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder