31 Mayıs 2013 Cuma

Günün Keşfi: Mrs Cupcake / The find of the day: Mrs Cupcake

 
Sıradan ve birbirine benzer şeylerle arası bozuk olan tek ben miyim bilmiyorum ama bugün çok orjinal bir yer keşfettim. Şişli Trump Towers normalde sadece iş yemekleri veya yemekli toplantılar için tercih ettiğim bir yerdi. Bugün de Capital Dergisi ile röportajımız için otoparktan yukarı çıkarken çok özel, minik ve çok sevimli bir cupcake butiği keşfettim. Şimdi Trumph'a daha sık gitmek için yeni bir nedenim var.
--
I do not know if it is only me who is bored of 'sameness' and 'repetition' but today, I have discovered a cafe which is just the opposite. Trumph Towers Shopping Mall in Şişli is a place which I visit only for obligatory reasons; business dinners or formal meetings. Today, I was there again for a business meeting and I discovered a very unique, cosy place which is a cupcake boutique. Now I have a new reason to go there with non-obligatorys reasons as well.
 
Kurucusunun Şirin Uzdiyen Sayın isimli genç bir bayan olduğunu öğrendiğim (ve hatta kendisiyle de tanıştığım) bu mini cafe hemen ilk bakışta aşkla sarfedilmiş bir emeğin ürünü olduğu izlenimi veriyor. Duvardaki gazete küpüründe Şirin Hn'ın borsacı olduğunu, o işi bırakıp çok istediği bu işi denemeye giriştiği yazıyor. Hayallerinin peşinden giden insanları takdir etmemek mümkün değil.
--
The founder Şirin Uzdiyen Sayın is a young lady who left her previous job as a broker and followed her dream job of cupcake business. It is impossible to adore that kind of enterpreneur people who have courage to follow their dreams.
 
Çok şirin değiller mi ? / Aren't they so cute ?
Kutulara bayıldım / The craft boxes are very nice. 
Minicik ama ruhu olan bir yer / Tiny in terms of sqm but it has a soul

Ulaşmak isteyenler için iletişim bilgileri burada / For those of you who want to contact, here are the contact details 
Bu kutuların hepsinden istiyorum / I want all of these boxes



Fırından yeni çıkmış / Just out of the owen





Bu küçük boyların 4 adeti 12 TL / 4 pcs for appx 4,3 €
 
Yolunuz o tarafa düşerse uğramayı unutmayın. Web sitesine buradan ulaşabilirsiniz.  / Do not forget to pop in if you ever go to Trumph. Please click here to visit their web site.

30 Mayıs 2013 Perşembe

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Küçük askılar / Little hangers

Bu minik askıları siz de Tepe Home'da görmüş olabilir misiniz ? İlk gördüğüm anda vuruldum. Puantiye desenli elbise formlu olan da çok güzel, kaneviçe desenli kalp şekilliler de. Fazla ağırlık taşıyacak değiller tabi fakat minik bir anahtarlık, fotoğraf veya lavanta kesesi asmak için kullanılabilir.
--
These little hangers are from Tepe Home Collection. Tepe Home is one of the Turkish decoration retail chain. They always have nicely selected lovely pieces from little accessories to furniture.These little hangers are not designed to carry something heavy but they are suitable to hang a keychain, lavender case or a photograph. If you ever come to Istanbul, be sure to visit one of Tepe Home store. If you are interested with that kind of decoration stuff, you will not regret.



Meleğim / My angel

Lavantanın bitkisini de, kokusunu da, kese içindeki çeşitli sunumlarını da çok severim / I am obsessed with anything related with lavender. Here I hang a lavender case with a nice smell.

Kolaylıkla takılabilir / Easy to hang on-off


Bu da farklı bir versiyon / Another version

Kırmızı ile yan yana çok güzel göründüler :) / They look beautiful together with red :) 

28 Mayıs 2013 Salı

Küçük güzel şeyler 1 / Little pretty things 1

Bayılıyorum güpürlere, dantellere, fistolara, kurdelelere. Çok kibar ve estetikler. Hemen herşeye eklemek mümkün bunları. Basit bir eteğin etek ucuna, bir bodynin yaka kenarı boyuna, bir tshirtin kol ağzına, tokaya, takıya. Görünümünü hafifçe değiştirmek istediğiniz ne varsa ona ekleyebilirsiniz.  Bir lavanta kesesinin ağzını büzmek, günlüğünüzü süslemek, anahtarlığınızı renklendirmek, hediye paketinizi bağlamak, içine çiçek koyduğunuz ufak vazonun ağzına dikkat çekmek; ne amaçla kullanırsanız kullanın, sonuç çıtı pıtı bir güzellik olacak :) Bakalım dizgi aşamasında olan kitabım için bunların katkısı ile hazırladığım şeyleri beğenecek misiniz.
--
Laces, guipures, ribbons... I love these stuff. They are so elegant and aesthetic. These are attachable almost everyting; to the edge of a plain skirt, to a body's collar line, armhole of a tshirt, to a hair clip or to any kind of accessories. You can attach them to anything that you would like to change the look a little bit. In order to fold the mouth of a lavender case, to ornate your journal, to hold your gift wrap, to colour your keychain or to enrich the mouth of your little vase; wherever you use them, the end result will be a petite beauty :) Let's see if you'll like the tutorials that I have prepared with these kind of pretty stuff, for my book-to-be.


27 Mayıs 2013 Pazartesi

Kitap / Book

Bu aralar ne okusam diye düşünüyorsanız işte size denemeye değecek bir öneri. Sunay Akın'ın 'Bir Çift Ayakkabı' isimli kitabı. Tarihin ünlü şahsiyetlerinin ilginç ayakkabı hikayeleri. İçinde Charlie Chaplin de var, Aşık Veysel de. Sürükleyici ve çok rahat okunan bir kitap.
--
If you are thinking what to read these days, here is a suggestion that is worth to try. It is Sunay Akın's 'One Pair of Shoes' book. It is a compilation of shoe stories of historical well known characters. You will read many shoe stories; from Charlie Chaplin to Aşık Veysel (Turkish folk poet) A fascinating and easy to read book (I hope there is english version of it, please check)

26 Mayıs 2013 Pazar

Kalem kutuları / Pencil cases

Defniko'nun boya kalemleri için saklama kutuları yaptık bugün. Daha doğrusu elimizdeki renkli kovaları desenli bantlar / washi tape'ler ile süsleyip isimlendirdik.
--
We have prepared cases for my daughter's colouring materials. We had these colourfull buckets already. We have adorned them with washi tapes and categorised every one of them.
Bu kovalar elimizde hazırda vardı / We already had these buckets

Birkaç desenli bant seçtik / We have selected a few washi tapes

Herbir kovayı isimlendirdik / We have categorised every one of the buckets



Çok eğlenceli oldular / They are just funny
 

Yolda - 1 / On the road - 1

İstanbul... Bana göre dünyanın en ilham veren şehri; aşık olduğum şehir. Dönüş ona olduğu için güzel bütün seyahatler. Bazen manik, bazen depresiftir ama bu ikisinin arasında büyülü bir şehirdir. Dünyanın hemen hiçbir şehrinde bu denli çeşit, bu denli renk, bu denli sürpriz yok bence. Henüz bu şehri görmemiş insanlara imreniyorum çünkü keşfedecekleri muazzam birşey var önlerinde. Her fırsatta karış karış arşınladığım için her köşesini bildiğimi sandığım anda bile öyle bir sürprizle çıkıyor ki karşıma, burada yaşadığım için çok şanslı hissediyorum kendimi. Bu fotoğrafta İstanbul'u spesifik olarak anlatan birşey yok aslında, bir sabah işe giderken aniden karşıma çıkıverdi bu görüntü. Yine de içimden bir ses, bu fotoğrafın bu yazı için uygun bir görsel olabileceğini söyledi. Karar sizin. Sevgiler.
--
Istanbul... For me, the most inspiring city; the city that I fell in love. All travels are beautiful because the return is always to Istanbul. Sometimes manic, sometimes depressive; but in between, it is a magical city. Almost no other city promises that much of diversity, colour and surprise. I envy of people who did not visit Istanbul yet, because they have a georgeous opportunity to explore in front of them. I feel very lucky to live in Istanbul, because everytime I feel I know enough, another surprise come in front of me. There is nothing spesific about Istanbul in this photo but it appeared suddenly when I was going to work one morning. I felt that this photo could be the photo of this post. You decide. With love.


25 Mayıs 2013 Cumartesi

Biraz kişiselleştirelim / Let's customise a little bit

Kitap hazırlıklarım ile ilgili olarak içinde bulunduğum süreci daha önce burada ve burada anlatmıştım. Bu kitabın fikri temellerini oluşturan üç ana konsept var. Bunlar; üretmek, kişiselleştirmek ve geri dönüştürmek. İlerleyen yazılarda bunların hepsini ayrı ayrı ele almak istiyorum fakat burada değinmek istediğim ‘kişiselleştirme’ konusu.
--
Previously, I have written about my book project here and here. There are three concepts which constitutes the base of my book-to-be. These are; self production, customisation and recycling. In the next posts, I would like to  speak more about all of these, but in this post, I would like to say a few words about ‘customisation’
Günümüzde sanki alternatifler çok çeşitliymiş ve farklılaşmak mümkünmüş gibi görünse de aslında durum tam tersi. Yaşam şeklimiz, tüketim alışkanlıklarımız ve sosyal hayatımız bizi aynılaşmaya itiyor. Ne kadar farklı kalmak istesek de en nihayetinde aynı markalardan alışveriş yapıyor, aynı kafelerde yemek yiyor ve etrafımızla birlikte hareket etme eğilimi içine giriyoruz. Kitabımda da, hazırladığım kağıt ürünler üzerinden ‘farklılaşma ve kişiselleştirme’ konusunu ele aldım.
--
Nowadays,  the feeling is like the alternatives are so diversified and it is easy to be different, but this is not true in reality. The way we live, our consumption habits and our social lifes force us to be ‘similar’. It is not important how much we want to be different, we all shop from same brands, eat in more or less same restaurants and tend to move together with everyone else around us. In my book, I wanted to touch this ‘differentiation and customisation issue’ by the craft projects that I prepared.



 

Kitabımdaki önerilerimden birisi, yapabileceğimiz her noktada kendi dokunuşumuzu katmak ve bazı şeyleri bizzat kendimiz ortaya koyarak bunların bize has olmasını sağlamak. Tıpkı bu kart ve zarf örneğinde olduğu gibi. İhtiyaç olan bir anda, yakınınız olan birine hazır satın alınmış bir kart vermek yerine, kendi hazırladığınız bir kart vermek arasında büyük bir fark var.
--
One of the suggestion in my book is to ‘customise’ at every step that we can. The things from us, should reflect us. Exactly like in the photos of card and envelope shown here.  There is a huge different between giving a ready made card or a hand made one, to a close friend.

Burada ben, beni yansıtan bir kart ve zarf hazırladım. Bunları washi bantlar, damgalar ve etiketler yardımı ile kişiselleştirdim. Zarfı da aynı şekilde hazırladıktan sonra ikisini beraber kullanacağım. Kitabımda da bu konudan hareketle hazırladığım onlarca farklı kullanım alanı olan örnek var.
--
In this example, I prepared a card and an envelope that reflects ‘me’. I adorned and customised them with washi tapes, stamps and stickers. After preparing the envelope in the same manner, I will use both of them together. In my prospective book, there are tens of other projects prepared about this concept.

24 Mayıs 2013 Cuma

Van, gelincikler ve Akdamar / Van, poppies and Akdamar

 
Çok az şehir zihnimde bir çiçek veya bitki ile bu kadar direkt ilişkiye sahiptir. Bodrum, Kaş denince salkım salkım begonviller gelir aklıma, Ege denince mis gibi kokusuyla birlikte kekik; Trakya tarlalar dolusu ayçiçekleri demektir benim için. Ama bu listenin en başında tartışmasız Van var; Van ve gelincikleri. Van denince Van kedisi gelir belki birçok insanın aklına ama benim için Van, kırılgan ve naif yapıları ile gelincikler demektir. Bir de, muhteşem güzelliği ile Akdamar Adası’nda yer alan Akdamar Katedrali.
2011 yılının Mayıs ayıydı. İlerde kullanmak üzere, çok yakın bir çift arkadaşımızla birlikte Pegasus’un indirimli uçak biletlerinden almıştık. Bir gün beraberce bu biletlerle nereye gitsek diye düşünürken oybirliği ile Van’a gitmeye karar verdik. O güne kadar hiçbirimizin gitmediği bir yerdi Van. Bu fikir beni çok heyacanlandırdı çünkü Akdamar Katedrali, fotoğraflardan gördükçe, yakından görmeyi çok arzu ettiğim bir yerdi. Gerek minicik bir adanın ortasındaki konumu, gerek iç ve dış işlemeleri ile bence eşsiz bir tarihi ve mimari zenginlik abidesi.
--
Very few places are so clearly connected with a flower in my mind. Bodrum and Kaş means begonia, all Aegean cost is the land of savory with its magnificient smell and Thrace region is full of sunflower fields. But, at the top of this list, Van sits with its image surrounded by poppies. Van reminds the unique Van cats to many people (Van cats’ eyes are coloured differently; generally, one is blue an other one is green); but for me, this city is the land of beautiful poppies. And last but not least; The Akdamar Cathedral (located on Akdamar Island in Van Lake) is another treasure that is homelanded by Van.
It was the May of 2011. Together with our couple friends, we purchased the discounted Pegasus tickets for a future use. One day, while we were thinking where to go with these tickets, the consent was to go to Van. None of us was ever been in Van before. This idea excited me a lot because the Akdamar Island and the Cathedral was a place of attraction for me which I wanted to have a closer look. With its unusual location in the middle of a small island and interior and exterior design, it is a unique example of historical and architectural wealth.
Adaya varmak üzereyiz, heyecan dorukta / We are about to get to the Island, we holded our breath.
 
Son birkaç metre / Last few metres

İşte orada / There she is





 
 
 
 
10. yy'da inşa edilmiş olan Katedral, ortaçağ Ermeni sanatının en güzel eserlerinden birisi olarak gösteriliyor ve bence bu tanımlama bu güzellik için az bile. Dış yüzeydeki kabartmalar, kutsal kitaplarından sahneler anlatıyor.
--
The Cathedral, which is built by 10th century, is defined as one of the most beautiful pieces of middle age Armenian art but this definition is not enough really, it deserves more than this. The exterior reliefs are showing scenes from the Christian sacred book.
 
 
Akdamar'dan Van'a, teknede Murat ve Selver'le / From Akdamar to Van, on the boat with Murat and Selver
 
Benim Van'la ilgili olarak anlatmak istediğim asıl konular bunlar olsa da, Van çok zengin yöresel kahvaltısı ve zengin et menüsü ile de turist çeken bir şehrimiz. Yemek fotoğrafları paylaşmak konusunda kendimi çok rahatsız hissetsem de, meraklıları için ilgi çekici olabileceğini düşünerek birkaç tanesine yer vermek istiyorum.
--
So far, I mentioned all I wanted to say about Van but I have to mention also that Van has a very rich couisine in terms of breakfast and meat oriented menu. This is another attraction for tourists visiting Van. Despite I do not feel comfortable about sharing dining/table photos, I can't stop myself at least sharing a few of them for those of you who are interested.
Ayranın sunumu çok hoş / Beautiful presentation of ayran
 
Mezeler / Mezes
 
Metre kebabı / Meters kebab
 
Kağıt kebabı / Paper kebab
 
Ve kahvaltı. En sevdiği öğünü benim gibi kahvaltı olanlar için, bu kahvaltı anlatılmaz yaşanır :) / For those of you who enjoys breakfast more than anything like me, this breakfast is not really something to describe :)






Ve beklenen son :) / And the Turkish coffee :)
 
Bu Van gezimizde Van kalesi ile Hoşap Kalesini de ziyaret ettik. Bu iki yapı da, eğer vakit varsa görülmesi gereken yapılar arasında.  Ve son söz olarak; bir Van yazısında elbetteki kapanışı Van kedisi ile yapmadan olmaz. Bu fotoğraflar da Van kedileri için gelsin :)
--
Another sight seeing places that we visited in Van are, Van Castle and Hoşap Castle. If you have time, you should visit those two as well. As a last word; in a short story about Van, of course I can not finish before I show couple of Van Cat photos.